QoS’yi başarıyla dağıtabilmeniz için neye karşı savaştığınızı bilmeniz gerekir. VoIP trafiğinizin üç düşmanı şunlardır:
■ Lack of bandwitch: Sınırlı miktarda bant genişliği için rekabet eden birden fazla ses ve veri trafiği akışı.
■ Gecikme: Bir paketin orijinal başlangıç noktasından son hedefe taşınması için geçen süre. Gecikme üç biçimde gelir:
■ Sabit gecikme: Değiştiremediğiniz gecikme değerleri. Örneğin, bir paketin belirli coğrafi mesafeleri kat etmesi belirli bir zaman alır. Bu değer sabit kabul edilir. QoS, sabit gecikme sorunlarını etkileyemez.
■ Değişken gecikme: Değiştirebileceğiniz gecikme değerleri. Örneğin, kuyruk gecikmesi (bir paketin bir yönlendiricinin arabirim kuyruğunda ne kadar bekleyeceği) değişkendir, çünkü şu anda kuyrukta bulunan paketlerin sayısına bağlıdır. Ses paketlerini veri paketlerinin önüne seçici olarak taşıyarak kuyruk gecikmesini etkileyebilirsiniz.
■ Jitter : Aralarında farklı gecikme miktarlarına sahip paketleri açıklar. Örneğin, bir görüşmenin ilk ses paketinin bir hedefe ulaşması 100 ms sürebilirken, ikinci ses paketinin 110 ms sürebilir. Bu paketler arasında 10 ms gecikme değişimi (titreşim) vardır.
■ Packet loss: Sıkışık veya güvenilir olmayan bir ağ bağlantısı nedeniyle kaybedilen paketler.
Bu düşmanlar her ağ ortamına zarar verir; ancak, varolan bir veri ağına VoIP trafiği eklediğinizde risk çok daha yüksektir. Kullanıcılar, ayrı bir ağa ve yalnızca ses trafiği için atanmış özel bant genişliğine sahip bir PBX tarzı ortama alışkındır. Bir ses ağından gelen aramaları kırma, yankılama veya bırakma toleransı çok düşüktür.
QoS, ağdaki geçici sıkışıklık anlarında ses trafiğinin sorunsuz çalışmasını sağlamak için tasarlanmıştır. Herhangi bir ağ senaryosunu çözebilecek bir “sihirli kurşun” değildir. Örneğin, WAN bağlantısının sürekli olarak bant genişliğinden yoksun olduğu bir ağ ortamı varsa, bağlantıya ses eklemek ve QoS’un durumla ilgilenmesini beklemek, batan Titanic’teki şezlongları yeniden düzenlemeye benzer. QoS sadece çok şey yapabilir; veri uygulamalarınız o kadar yavaş çalışırlar ki artık işlevsel olmazlar veya ses trafiğinizde kalite sorunları yaşanır. Bu da öbür tarafa gider; fiber optik kablonun norm ve gigabit hızlarının bol olduğu bir ağ ortamınız varsa, asla ağ tıkanıklığı yaşamayabilirsiniz. Bu ortamlar QoS kullanarak çok az kazanç elde eder veya hiç kazanmaz. Çünkü çoğu QoS aracı yalnızca ağ tıkanıklığı dönemlerinde devreye girer.
QoS ile hedefiniz, ses trafiğine, ağın bir ucundan diğer ucuna düşük, sabit bir gecikme olacak şekilde tutarlı bant genişliği sağlamaktır. Bunu yapmak için, ağın tıkanıklığın olduğu her noktasında QoS’ye sahip olmanız gerekir. Bu, var olan trafik türlerini ve bu trafik türleri için gereken hizmet düzeylerini belirlemek için ağınızı uçtan uca denetlemek anlamına gelir.