İrade tümüyle duygusal bir güçtür ve onu etkilemek isteyen her düşünce mutlaka tutkunun renklerini birimleridir.
Bilim insanın amacı da bilgi edinmek değil, gerektiğinde bir şeyler yapmak üzere onu değerlendirmektir.
Üst irade eğilimlerimizi fikirlerimize iletir, bu fikirlerin alt düzey eylemlerimizin kaba kuvveti karşısında doğrudan ve ani hiçbir güç yoktur.
Özgürlüğümüze ancak uğrunda ciddi bir savaş verdikten sonra kazandığımız takdirde gerçekten özür olabiliriz.
Neredeyse bütün başarısızlıklarımızın altında tek bir neden yatıyor, o da irademizin zayıf olması ve çaba gösterme, özellikle bu sürekli çaba gösterme düşüncesi karşısında dehşete kapılıyor olmamız.
Şurası gayet açık ki azim ve iradenin tek gerçek düşmanı sadece kesintisiz güç olabilir. Saplantı veya akıl hastalığı sınırına dayanan istisnai durumlar dışındaki tüm tutkular duaları yere geçicidir ve ne kadar şiddetlililerse süreleri de o kadar kısadır.
Gerçekten de insanların büyük bir kısmı hayatlarını en az düşürecekleri biçimde geçirmeyi amaçlamış olmalı.
En üst düzeydeki görevlerin yerine getirilmesi görünür ve büyük zeka katkısı gerektirmiş gibi dursa da sadece alışkanlık haline gelir, kişi kariyerinin yanında aklını çalıştıracak başka türler uğraşlar edilmezse enerjisinin giderek öğrenmesi kaçınılmazdır.
Gerçek ve verimli enerjinin bu ölçülü ama sürekli çaba içinde barındığı öylesine açık ki bu modelden ayrılan her işi rahatlık ve tembel işi diye nitelendirebiliriz. Aklımızdaki duygu ve düşünceleri otelde kalan insanlar muamelesi yaparsak bizim için sadece birer yabancı olurlar ve çok geçmeden unutulup giderler. Gerçek zihinsel çalışma için Bütün güç ve çabaları tek bir istikamete yönlendirilmesi gerekmektedir.
Fazlasıyla eğitilmiş akıl ile zayıf irade arasındaki orantısızlık kaç şikayet ettiler kimse yok.
Zihinsel çalışma için gerekli araç dikkat eyleminin kendisi İkincisi ise düşünme ve kendi üzerine yoğunlaşmadır.Ancak her ikisinde de en gerekli senin dikkat olduğu gözden kaçmayan çalışmak dikkatli olmak demektir.Ne yazık ki dikkat dengeli değişmez ve Sürdürülebilir değildir.Demek ki gözetilecek hedef yoğunlaşarak hacimli bir şekilde dikkatli olmaya çalışmaktır.
Kişinin kendisinin efendisi olmak gibi büyük ve soylu uğraşa ayrılacak zaman çok mu görünüyor? Oysa gerçek değerimiz geleceğimiz ve hayatta oynayacağımız rolonu bağlıdır.
Özgürlük derken kişinin kendisinin efendisi olmayı kastettiğimiz açık, bu soylu duygularımıızın ve manevi fikirlerimizin hayvansı eğilimlerinizi baskılaması anlamına da geliyor. İnsanın kendi üzerindeki kusursuz aile eğitimi düşürmeye gelince, bir gün İşte o imkansız.
Yaşantımızın özü ile ilgili tüm düşüncelerin üç başlık altında kolayca toplanabileceği görünüyor; fikirlerimiz, duygusal durumlarımız ve eylemlerimiz.
Bir düşüncenin harekete geçirme kuvveti, neredeyse her zaman, duygusal durumlar dediğiniz esas güç kaynağı ile ilgili yaptığı işbirliği ile gelir.
Fikirler, tek başlarına bir güç oluşturmazlar. Bilincin içinde sadece onlar bulunsaydı, o zaman bir güç ortaya çıkarabilirdi ama duygusal durumlardır sürekli çatışma içinde olduklarından, onlara karşı koyma gücünü de yine onlardan tedarik etmek zorundalar.
Düşüncelerimizi hükmedebiliriz fakat düşüncelerimizin bu gücü, tembellik ve şehvet ile başa çıkma konusunda yeterli değil.
Kararlarımız, neredeyse her zaman İçinizde alınır fakat bizim tarafımızdan değil. Bilinçli irademizin bunlara hiçbir katkısı yoktur. Sonunda kazanacak yerinden emin olan eğilimler, aklında meseleyi gözden geçirmesine izin verirler. Hatta kendisini kraliçe sanmasına, bu boş tatmini yaşamasına ses çıkarmazlar. Gerçekten Geçit törenlerine katılan bir gün konuşmalar yapan ama gör etmeyen, meşruiyeti bir kraliçedir.
Duygusal durumların şiddetine uysalca boyun eğen akıl, iradeden istediği tatmini elde edemez, çünkü irade akıldan aldığı tatsız emirleri yerine getirmekten hoşlanmaz.
Güçlü ve Sürdürülebilir bir iradenin, yine güçlü duygular tarafından desteklenmesi gerekiyor.
Kendini inceleyen herkes görecektir ki alışkanlık sonucu otomatikleşen davranışlar dışında, gönüllü yapılan işleri bir duygu dalgası, yerine getirilecek etkili şekilde algılanışı eşlik etmektedir.
Bir fikrin doğuşu, formül olarak ilk belirlediği az değil, kalbin gücü ile aşılandı ve sevginin sıcaklığı ile beslendiği kuluçka döneminin ardından kabuğu kırılması ile gerçekleşir.
Duyguların davranış üzerindeki gücü karşısında fikirlerin zayıf kaldığına dair tarihte sayısız örnek vardır.
Zincirlerimizden kurtulmanızı sağlayan büyük kurtarıcı, zamandır. Zekamızı Özgür kılan, tutkularımız eve hayvani güdülerimize bize köle olmaktan kaçma imkanı tanıyan egemen güçtür.
Zekanın kendini gülerdik atabilmesi için zaman ile müttefik olması yani sabırlı bir taktik izleyerek sakin ama ısrarla olması gereklidir. Bu şekilde yavaş yavaş emin adımlarla kendine güç hatta diktatörlük katabilir.
Cimri biri, para uğruna sağlığını zevklerini dahası dürüstlüğünü feda etme noktasına geliyorsa bizde zihin işçiliği gibi soylu bir amacı öğrenmek için günün birkaç saatinde tembelliğimizden fedakarlık edebiliriz.
Aklın asıl rolü, eğitilmemiş temel duyguların kaynaşması ve sağlayarak birlikte çalışmak ve onlara belli bir ifade kazandırmak değil midir?
Onu başlayıp başlama konusunda bir türlü karar veremiyorduk, bunu yapmamız gerektiği fikrinden daha asla kurtulamadığımız için sonunda bu bir vicdan azabına dönüşmüştü.
Dikkatli bir inceleme, gerçeği götürebilir de. Güçlü tutku, eleştirisel bir ruhumu uyanmasını engeller.
Bir tembellik duygusu geldiğinde uyuşukluğumuzu yenemez veya içimizdeki sıkıcı hödüğün isyanlarını bastıramasak da, aklımızın çalışmanın ve kendisinin efendisi olma hazlarını getirebiliriz. O zaman bu tembellik atağı daha kısa sürede iyileşecek ve daha kolay geçecektir
Alışkanlıkların oluşturan ve doğal eğilimlerin gücünü ve enerjisini bahşeden zamandır. Asla umutsuzluğa kapılmayan kişinin gücü şaşırtıcıdır.
Bizim tek problemimiz, kötü alışkanlıkları nasıl yavaş yavaş iyi olanlarına dönüştürebileceğinizdir. Tek amacımız ise duygusallığımızı ve tembelliğimizin sonsuza kadar ortadan kaldırmak zorunda kalmamayı umarak makul sınırlar içinde tutmaktır.
Fikirleri çağrışım yasasına uygun olarak, şans eseri ve beklenmedik birleşimlerin oluşmasına izin verir, derin düşünce ise hiçbir şeyi şansa bırakmaz.
Derin düşünme aklı donatma değil yeniden yaratma eğilimindedir çalışma işinde, asıl peşinde olduğumuz bilgi iken, derin düşünme de tam tersidir.
Derin düşünme güçlü duygusal hareketler veya Keskin tiksindiler uyandırmayı başardığında amacına ulaşır. Çalışma, bilgi eğimliyken derin düşünme eyleme eğilimlidir.
Fiziksel zihinsel ve ahlaki çevremizin, psikolojik hayatımız üzerindeki etkilerini bilmeliyiz. Bütün bunlar faydalı bakış açısıyla eğitilmiş güçlü ve titiz bir gözlemleme alışkanlığı gerektirir.
Çoğu insan Orta Afrika ülkelerini bilmediği gibi kendisini de yeteri kadar tanımaz.
Bunun sonucunda da hiçbir özgürlükleri olmadan,dış etkenlerle denize batıp çıkarak veya Sonbahar Rüzgarı döndürerek uçurduğu yapraklar gibi yönleri üzerinde hiçbir kontrolleri olmadan ilerliyorlar hayatın içinde.
Hastalığı değil hastalığın Nüks ettiren şeylerden nefret etmeliyiz.
Görüldüğü gibi içimizdeki herhangi bir Türkiye güçlendirmenin en etkili sırrı, bağlı olduğu fikirleri sıklıkla ve uzun süre birlikte tutmaktır. Böylece fikirlerimiz büyük bir rahatlık zindelik canlılık ve kesinlik kazanır. Bunu yapmak için belirgin ve karakteristik ayrıntıdaki sonucu görmek son derece önemlidir. Dahası, Tıpkı yaşam gibi düşünce ve düzen ve istikrar anlamına gelir. Düşünülemez. Düşünmek, organize etmek ve sınıflandırmaktır.
Bu ciddi kararlar bir idealim kabulü ve test ettiğimiz niyetin teyididir.
Ancak Hayat hep siyaset gibi konulardaki başarılar, yalnızca Aynı yolda ki sürekli çabalarla elde edilir.
Düşünce odaklı yalnızlığı sığınmak. Yani yüce zihnin önerilerini Birgül çevredeki insanların vasat önerilerini yerine geçirmekle bu faydalı telkinlerin sakinlik içinde ruhun derinliklerine nüfuz etmesini sağlamak.
Başkalarının değerlerine göre yargıda bulunmak yerine, her şeyi kendi içinde görüp değerlendirmeye çalışacağız.Artık her şey gerçek değerleri ile değil Birgül insanın gözünde tuttukları değerle yargılamak değil.
Kendini kontrol etmek Esasen, dış dünyadan gelen binlerce öğrenmeden kendini kurtarmayı ima eder ve hepsinden önemlisi, duygunun kör gücü üzerindeki zeka hâkimiyetini gerekli kılar.
Öngörmek psikolojik açıdan olayları önceden Hayal etmektir.
Kesin sabitlenmiş bir amacı bulunmayan veya bulunan ama ona göz kulak olmayan veya dikkatlerinin sık sık ondan uzaklaşmasına izin verenler için hayat, tutarsızlık haline gelir.
Derin düşünme ile zeka güvenilir kurtarıcılardır ve şüphesiz ki zaman geçtikçe aydınlığın bu güçleri ağır ve duygusal güçlere karşı kazanacaktır.
Tasarlanmış bir eylem halihazırda başlamış bir eylemdir önceden hayal etme, kostüm provası gibidir. Nihal, eylem gerilim önce gelen yarı gerilimdir ve böylece önceden tasarlanan eylem hızlı şekilde uygulanır. Eğilimler takımından da ses çıkarmaya vaki olmaz.
Politikadaki net ve atılgan insanların kararsızları, çekinggenleri ve düşünceleri peşlerinden sürüklemesi gibi bilinçte net ve kararlı durumlar olan bitene hakimdir.
Derin düşünme kararlar almamızı sağlar, davranış kuralları belirlememizde neden olur bir gün dahili ve harici kaynaklı bilinç durumlarından kaynaklanan çifte kasırgadan nasıl açacağınızı gösterir.
Başka anlamsız gözüken en küçük hareketlerimiz,onlara az da olsa,haftalarca,aylarca ve yıllarca tekrarladığımız sürece,sökülüp atılamaz alışkanlıklar şeklinde belleğimize kaydedilen muazzam bir toplam oluşturur. Özgürleşmenin izinde çok değerli destekçisi olan samanı Kendimiz için çalışmaya zorlamaz Sak aynı sessizliğin hatta bize karşı çalışmaya devam eder.
Yavaş ve sürekli tekrarlanan hareketlerinin müthiş etkili olduğu biliniyor gibidir eğer her gün bu küçük şeyler yapma alışkanlığını kazanma çabası varsa her gün çok az şey yapmak için yeterli der Aslında Cesur adam bir gül cesaretli adımlar atarak yapabildiğin en fazlasını gerçekleştiren değil ,daha ziyade ayaktaki tüm hareketlerini cesurca gerçekleştiren kişidir.
Peki, kendilerine hiçbir şekilde hakim olamayanlar için dışarıdaki özgürlük neye yarar ki?
Her gün az da olsa bir şey elde etmek yeterlidir çünkü en yavaş hızda bile gidilse belli bir yol alınır.
Başarılan iş ve Orantısız görünen çok küçük çabalarım birikimi ile büyük işler meydana gelir.
Bu yüzden zihni çalışmalar daha fazla özgür ve kendiliğinden olmalıdır her zaman ve her yerde aktif olmaya çalışmak amaç edilmelidir. Aktif olmak bir gün sabah yılgınlık göstermeden çevik bir şekilde yataktan kalkmaktır; aktif olmak bir gün hızlı bir şekilde tuvalete gitmektir; aktif olmak, zihni bize herhangi bir yabancı endişenin çalışma masasına sızmasına izin vermemek, kararsızlığa düşmemektir.
Her zaman açık ve özel bir göre belirlemek gerekir, Yarın kararlı bir şekilde çalışmaya başlayacağım ve başlangıç olarak Kant’ın pratik akıllı okumaya başlayacağım ya da fizyolojinin şu bölümü çalışacağım özetleyecek günden beridir.
Bizim görüşümüze göre çalışmak için şundan daha önemli bir kural yoktur; her şeyi sırasıyla, iyi bir şekilde, acele etmeden ve tahrik tahrik etmeden yapmak.
Aynı anda sadece bir şey yapma yasasına uyan bir etkinlik düzensiz bir etkinliktir. Birlikten yoksun Böyle bir etkinlik, bir şeyden başka bir şey Uçar bu belki tembellikten daha kötüdür Çünkü tembellik kendinden tiksindirirken,bu bir işten başka bir işe atlama, verimsiz ve huzursuzluk oluşturur ve işten nefret etmekle sonuçlanır.
Mükemmel ve sağlam alışkanlıklar oluşturmadan Birgül irade terbiyesi imkânsızdır. Alışkanlıklar olmadan çabalarımıza her zaman yeniden başlatmak zorunda kalırız. Yalnızca ondan da amaçlarımıza ulaşıp ilerleyebiliriz.
Harekete geçmekten kasıt, sonuca giden küçük eylemlerin her birini cesaretle gerçekleştirmektir. Eylem düşünceyi sabitler bizi bir tarafa al en iyi şekilde bağlar.
Irade ve onun yüksek hali olan dikkat sinir sisteminden ayrı düşünülemez sinir merkezleri hızla veya tamamen yorulduklarında, eski güçlerini yalnızca aşırı yavaşlık ve sürekli binebilirler ve hiçbir şekilde çaba gösteremezler.
Irade ve dikkat, organizmanın sağlıklı olmasına bağlı olduğundan konumuz için temel bir noktadır. Paragraf müzik organizasyonu onları yedirmekten çok daha önemlidir.